22 Aralık 2012 Cumartesi

Sen olsan..

       Hayal gücümün oynadığı bazı oyunlar var. Aklıma getirdiği düşünceler. Gözümde canlanan resimler, anlar var. Bazen uykuya dalacakken, bazen bir fotoğrafa bakarken, bazen de durup dururken. Güzel şeyler. Ama hayal şeyler.
       Sen olsan.. Neler olurdu, nasıl olurdu? Hep güzel şeyler mi olurdu? Hayal gücü öyle diyor. Kış mevsiminde daha baskın bu hayal gücü. Sebebi de var bunun tabi. Onu yazmaya lüzum yok.
       Sen olsan, sıcacık evde oturmak yerine çıkıp sokakları adımlardık herhalde. Üşümek isterdik, üşürdük. Sarılırdık sonra bir an, sonra yine üşürdük. Sonra yine.. Evden çıkmadan önce aynanın karşısına geçer kendine bakar dururdun herhalde. Sen aynaya, ben sana. Saçını başını düzeltir, kremler sürerdin belki de. Atkını bağlardım arkandan sıkıca. Bir elimize eldivenlerimizi takar, diğer ellerimizi kavuştururduk. Üşürdük, ama hissetmezdik. Kar yağardı sokaklara gece boyu. Ertesi gün çocuklar gibi şen olurduk. Dışarı çıkar, üşürdük. Yansak da donsak da beraber mutlu olurduk. Karların içinden yürümek isterdin sanırım. Islanacaksın derdim, bana ne derdin. Omuz silkerdin. Karları alırdın eline; yapma derdim, kafama atardın. Tekrar yapardın, tekrar, tekrar.. Ben kızdıkça yeniden. Hoşuma gitmezdi, ama gülerdim. Beni de kendine benzetirdin sonra, çocuklar gibi oynardık karların arasında. Üşürdük. Eve döndüğümüzde ellerimizi hissedemezdik. Bir elde eldiven, diğeri boş. Peteğin karşısına geçerdik. Bir elini peteğe uzatırdın, diğerini bana. Yorgun olurdun. Dizime başını koyunca uyurdun. Ben seni izlerdim. Uyuyakalırdım. En tatlı uykumu orada çekerdim. Uyanır çay demlerdin. Ben bardakları taşırdım. Kahvaltı eder, çıkar sokakları adımlardık yine. Üşürdük. Ama hep içimizde bir ateş yanardı. Sevgi olurdu, aşk olurdu. Ne de hoş olurdu.
       Allah'a emanet ol..